27 Ocak 2011 Perşembe

AŞK


Yorum yapmak için belki de çok geç kaldığım kitapların başında geliyor Elif ŞAFAK'ın AŞK'ı.İlk çıktığı zaman okumuştum ve çok etkilenmiştim.Bir günde bitirmiş ve tekrar tekrar okuma isteği duymuştum.Hâlâ ara sıra elime alıp 40 Kural'a göz atıyorum.
Beklenilenin çok üstünde bir başarı gösterdi zannımca.Bu kadar iyi bir satış grafiği,aylarca konuşulması kitabı şimdi bile en çok satanlar listesinde tutuyor.Kimi çok beğendi kimi çok eleştirdi.Özellikle dini açıdan insanları yanlış bilgilendirdiği,tasavvufun bu olmadığı,İslamiyet'i diğer dinlere yaklaştırma gayesinden dem vurdular.Kendim bir ilahiyatçı kadar ya da bu düşünceleri savunanlar kadar iyi bilmiyor olabilirim tasavvufu ama şunu biliyorum ki bu kitabı okuduktan sonra kendime dini açıdan çeki düzen vermeye başladım,daha insancıl oldum,daha hoşgörülü ve daha imitkâr...Eğer tasavvuftan kasıt bireyi ALLAH'a yaklaştırmaksa,insanlara insan olduğu için-yaratandan ötürü sevmekse,korkmaktan ziyade ümit etmekse bu kitap bunu bana yaşattı.Tamam bazı eksikleri olabilir,yanlışlar bizi üzebilir ama inanıyorum ki okuyanlar gönlüne ve mantığına uymayan hiçbir şeyi kabullenmeyecektir.O yüzden tebrik ediyorum Elif ŞAFAK'ı.Nerdeyse bütün kitaplarını okudum ve beklediğim başarıyı nihayet yakaladı.

20 Ocak 2011 Perşembe

BİR BEN VARDIR...


Belli bir düşünceyi savunan daha doğrusu belli bir kesimi temsil ettiği düşünülen yazarların eserlerini okumayı pek tercih etmem.Orhan PAMUK gibi,Emine IŞINSU gibi.(Necip Fazıl üstat bu değerlendirmenin dışındadır.)Çünkü kendi düşüncelerini okuyucuya kabul ettirme asıl dertleri olduğu için kitabın edebi yönünü hiçe saydıklarını düşünürüm.İşte bu sebeple istemeye istemeye ama fazla bir seçemeğim de olmadığı için almak zorunda kaldığım kitaplardan biridir Emine IŞINSU'nun bu kitabı.Öncelikle ön yargımı kırdığı için tebrik ediyorum.İnanılmaz akıcı bir dili var ve yadsınamaz bir edebi zevk... Beni tamamen dumura uğratan,bu kadın bu kadar güzel yazıyor muydu? dedirten bir şahaser bence.

Gerek tasavvufa olan düşkünlüğüm ve merakım,gerek okuduğum bölüm gereği Yunus Emre'yi tanımaya tanımışımdır.Ama bende hep bir şeyler eksik kalmış,biraz kekremsi bir tat bırakmış,biraz da 'yapmacık' olduğu izlenimini bırakmıştır.Bu kitap ise bana Yunus Emre'yi gerçekten sevdiren,onunla ilgili sorularıma cevap veren ve  onun yaşadığı hayatı bir dönem için de olsa bana yaşatan bir kitap.Gerçek hayatın dışında da beni bırakmayan,rüyalarıma kadar sirayet eden tek kitaptır.

Ön yargılarınızı bir kenara koyup Yunus Emre'yi yakından tanımak istiyorsanız,hatta onun yaşadıklarını hayatınıza ve rüyalarınıza dahil etmek istiyorsanız ve de en önemlisi gerçek edebi bir lezzeti tatmak istiyorsanız bu kitap tam sizlik.Benden tavsiyesi:)

15 Ocak 2011 Cumartesi

BOLEYN KIZI


Geçen yıl okuduğum bir kitaptı.İngiltere kraliyetini,kraliyet ailesini,sarayda ve İngiltere'de yaşananları,kralın zaaflarını,...anlatan bir kitaptı.Oldukça kalındı.Ama anlatım sürükleyici olunca çabuk ilerledi.Hele bir de bu konulara meraklıysanız sizi de içine çekecektir.

Boleyn Mirası da kitabın devamı niteliğinde ve aynı tatta.Her iki kitaptaki olaylar e2'de The Tudors dizisiyle ekrana geliyor.Devam kitapları var ama aynı şeyleri tekrar okuyormuşum gibi hissettiğimden okumak istemedim.İzlemek hem daha keyifli hem de daha kısa sürüyor.Gelelim neden bu kitaptan bahsettiğime:efendim malum son iki haftadır ekranlarda sürekli tartışılan,bu tartışmalar neticesinde izlenme oranında tarihi bir rekor kıran MUHTEŞEM YÜZYIL fiyaskosu var.Kitapları okuduktan ve adı geçen diziyi(The Tudors) izledikten sonra Osmanlı İmparatorluğu'ndan mı yoksa İngiltere Kraliyetinden mi bahsedildiğini daha iyi anlayacaksınız.Ama diyorsanız ki o kadar vaktim yok,ben hemen sorunun cevabını vereyim:
anlatılan neredeyse İngiltere Kraliyeti ile kralın hayatıdır.Bizim Osmanlı ve Kanuni ile alakası yoktur.

Ha bu arada Boleyn Kızı'nın filmi de yapıldı ama tam bir fiyaskoydu.Sakın izleyip de kendinize ve sinirlerinize eziyet etmeyin.

Kitap tadında bir hafta sonu diliyorum...

11 Ocak 2011 Salı

SÜPERMEN TÜRK OLSAYDI PELERİNİNİ ANNESİ BAĞLARDI


Çok merak ederek aldığım ve aynı gün bitirdiğim bir kitaptı.Ahmet Şerif İZGÖREN'in methini çok duymuştum ama kitabını okumak yeni kısmet oldu.Oldukça başarılı buldum.Genelde kişisel gelişim kitapları okumayı sevmem.Çünkü bana bir şey yapılmasının söylenmesinden pek hoşlanmam.Ahmet Bey bu işi iyi biliyor.Şunu şunu yapın;şunları yapmayın,demiyor.Sadece örnekler veriyor;kendinden,bizden,bizimkilerden...Ve siz anlıyorsunuz nasıl davranmanız gerektiğini.Bazıları çok eleştirel bulabilir.Hatta abartmış diyebilir ama bence tam dozunda olmuş yergileri.Ve de çok doğru tespitler.Sistem gereği yerinden olmak istemeyenler,birden kendiyle yüzleşenler kabullenemeyebilir ama kitap gerçeğin taa kendisi.

Anlatım yalın,sade hatta biraz basit gelebilir.Daha doğrusu ben biraz basit buldum.Dolayısıyla ilköğretim ikinci kademe için de uygun bir kitap.Ben bitirdim şimdi öğrencilerde.Umarım tam da karmaşanın arasında kendilerini kaybettiklerini düşünürlerken yol gösterir bu kitap onlara.En azından derdim bu.

Siz de hafif tebessüm ederek,gerçekleri örneklerle görmek,kendinizi daha yakından tanımak ama en önemlisi sıkışıp kaldığınız dar dünyanıza yani ufuklar açmak istiyorsanız tez zamanda okuyun derim.

Bol kitaplı günler...

7 Ocak 2011 Cuma

TOPRAK ANA



Cengiz AYTMATOV'un o sürükleyici anlatımıyla tadına doyum olmaz bir kitap.Samimi,içten,bizi bize anlatan diliyle içimi huzurla dolduran satırlar.Hele de 'toprak'a duyulan minnet,şükran,sevgi ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.Ön planda savaş ve etkileri gibi görünse de aslında insanın toprakla ilişkileri,toprağın kişi ve toplum üzerindeki etkileri daha can alıcı konumda.
Her kitapta,her filmde,her dizide olduğu gibi burada da iyiler ve kötüler var.Kimi zaman kızdığınız,kimi zaman anlayamadığınız,kimi zaman nefret ettiğiniz,kimi zamanda 'aynı ben' dediğiniz karakterler.Çok canlı bir anlatım,inanılmaz zevk veren bir kitap.Şahsen ben okurken büyük keyif aldım.Çok kalın bir kitap değil.Bir iki günde sıkılmadan okuyabileceğiniz,rahatlatacak bir tür.Tavsiye edilir.Bu arada bu usta kalemi de rahmetle anıyorum...