11 Nisan 2011 Pazartesi

ŞAH&SULTAN


Bir önceki yazımda bahsettiğim İskender PALA'nın son kitabı Şah&Sultan'ı bitireli neredeyse iki hafta olacak ama ancak yazabiliyorum.Yavuz Selim ile Şah İsmail arasında yaşananları,o dönemin gereklerini,inanç tarzlarını,aşkları,ihanetleri,yenilgi ve zaferleri çarpıcı ve akıcı bir dille aktarmış PALA.Özellikle Sünni-Şii çatışmasına,Müslüman'ın Müslüman'ı vurmasına,iki taraftan da alıp götürdüklerine değinmiş.Bir bakıma tarihimizle yüzleşmemize zemim hazırlamış.Bunu yaparken de tarafsız kalmayı başarmış zannımca.Ben özellikle Şii yaşayış ve inanç tarzından bihaber birisi olarak nereden geldiği ve neleri kapsadığı,farklılığı,gerekliliği,..gibi çoğu konuda bilgi sahibi oldum.Ve bütün zorluklar içinde,imkansızlıklar arasında ve farklılıklar girdabında kendisine yer bulan AŞK,AŞK,AŞK...O dönemin gerektirdiği şekilde ama en masum ve en mahrem,belki de olması gerektiği haliyle...
Sevdim,çok sevdim.Dönem dönem dönüp okuyacağım kitaplar arasında yerini aldı.  

2 Nisan 2011 Cumartesi

KATRE-İ MATEM


Bir Türkçe Öğretmeni olmama rağmen İskender PALA'yı ilk olarak 2010'da okumaya başladım.Bunda İskender PALA'nın ağır ve ağdalı bir dil kullanması,Divan Edebiyatı kavramlarına ve beyitlerine sık yer vermesi,alçakgönüllülük göstermesi gerekirken kibrine yenilip kendini övmesi;benim de tüm bumları sevmemem ve uzak durmam en büyük etkenler sanırım.Gerçi "İKİ DİRHEM BİR ÇEKİRDEK" kitabını severek okumuştum hâlâ derslerimde de kullanırım.Deyimlerin nasıl oluştuğunu anlatır okitabında ve başarılıdır da.Derken BABİL'DE ÖLÜM İSTANBUL'DA AŞK KİTABI ile karşılaştım.Ne yazık ki çok uzun sürede,sıkılarak ve itiraf ediyorum bazı yerleri atlayarak bitirebilmayi başardım:sBir daha da yazdığı kitapları okumama kararı almıştım.Ama her zaman olduğu gibi büyük konuştuğum başıma geldi.Bir arkadaşımla konuşurken KATRE-İ MATEM'i övmesini açıkça yadırgadım.Ne kadar sıkıcı kitaplar yazdığından,kibrinden falan bahsettim.O da yanıldığımı söyledi.İspatla deyince de "Oku,görürsün!" dedi.Ben de sırf ispatını çürütmek adına okumaya başladım.Bilin bakalım ne oldu?Evet doğru tahmin:TERS YÜZ OLDUM.Hatta "Yok canım.Bunu İsklender PALA yazmamıştır." dediğim oldu ama kitap beni tamamen sarmaladı.Çok sürükleyici bir kurgusu var.Merakınız  sürekli canlı tutuluyor."Şimdi ne olacak?" sorusu peşinizi bırakmıyor.İster istemez Osmanlı döneminin içinde buluyorsunuz kendinizi.Ve lalelerin... ve Lale Devri'nin...Tüm o şatafatlı dönem,entrikalar,ölümler,isyanlar,ayaklanmalar,tabii ki de aşk...Tüm masumiyetiyle,tüm saflığıyla,tam da olması gerektiği kıvamıyla...İnanılmaz lezzetli bir tat bıraktı damağımda.Hatta divan edebiyatının bana çekilmez gelen tüm o beyitleri bile daha cazip gelmeye başladı.Sanırım ben de artık bir İskender PALA hayranı olma yolunda ilerliyorum.Çünkü KATRE-İ MATEM biter bitmez ŞAH SULTAN'a başladım.Bir iki güne kadar biter inşallah.Merak etmeyin biter bitmez ondan da bahsedeceğim...
İyi pazarlar diliyorum.Sevgiyle...