1 Mart 2011 Salı

LÂ-SONSUZLUK HECESİ


Âdem ile Havva'nın hikayesi...Üstelik Nazan BEKİROĞLU'nun kaleminden çıkma...Siz ne düşünüyorsunuz bilmem ama kalemine hayranlık duyduğum nadir insanlardan Nazan BEKİROĞLU.Evet çok gündemde değil,çoğu kimse bilmiyor,bazı kesimler tarafından poh pohlanıp gözümüze de sokulmaya çalışılmıyor ama bilen biliyor kendisini,kitaplarını,yazılarını ve ifade edişindeki mucizeyi."Keşke" cümlesi kurduğum bir akademisyen kendisi.KTÜ Türkçe Eğitimi Bölümü'nde profesör ve ve orada türkçe öğretmenliği okuyanların dersine giriyor.İşte "keşke"li cümlelerim bu noktada başlıyor."Keşke benim de hocam olsaydı.","Keşke 1 saat de olsa dersini dinleyebilseydim.","Keşke bir çay içebilecek kadar sohbet edebilseydim."..........sonu gelmiyor böyle cümlelerin.Kabul ediyorum üniversiteyi istediğim ilde,istediğim okulda ve bölümde okudum.Çok iyi hocalarımız da vardı.Hâlâ da var ama Nazan hoca'nın eksikliği hissediliyor zannımca.Tabi bunlar benim nacizane görüşüm.Herkes farklı düşünebilir.

Gelelim kitabımıza.Nazan BEKİROĞLU'nu ilk kez okuyacaksanız dili biraz ağır gelebilir.Devrik cümleleri sarsıp" ne demek istiyor,bir cümle bu kadar da uzatılmaz ki!!!" diyebilirsiniz.Ama vazgeçmeyip hatta biraz da inatlaşıp okumaya devam ederseniz Nazan BEKİROĞLU'nun büyüleyici satırlarına kendinizi teslim edebilirsiniz.Çünkü yaptığı işi o kadar iyi biliyor ki.Bu kitapta da hayal gücünü kullanarak ve biraz da araştırarak bize özümüz olan ama çok da uzak olduğumuz Adem ile Havva'yı,yaşadıklarını,hissettiklerini anlatmaya çalışmış ve başarmış da.Beni etkilemeyi o kadar başarmış ki normalde okuduğum kitaplardaki cümlelerin altını çizmeye kıyamazken bu kitapta neredeyse tüm cümlelerin altı çizili:)Örnek isterseniz buyrun o cümlelerden biri:

"...ve atın hamurunda özgürlük duygusuyla insana hizmet arzusu birlikteydi.Doğası özgürlük,yazgısı insana hizmetti onun.Fakat yazgısı ile doğası arasında ,doğası baskın gelecek gibi görünüyordu.Yani en fazla boyun eğdiği anda en fazla başkaldıracak olan da oydu.Fakat susuzluktan dili damağına yapıştığı anda bile çağrıya uyacak,emre itaat edecek,pınardan geri dönecek gibi duruyordu.Ne garip bir hesaptı bu!"

Bir diğeri:

"...ve Alemlarin Rabbi,isyana gücü olanın itaatini,bir kez gitmiş olanın dönmesini,affet yakarışını çok sevdi..."

Siz de ilk anne-babamızın hikayesini,yaşadıklarını,hissettiklerini merak ediyorsanız ve bunu sıradan bir anlatım yerine sizi sarıp sarmalayacak masalsı bir anlatımla desteklemek istiyorsanız bu kitap tam sizlik....

2 yorum:

đerkenαя dedi ki...

Merhabalar,
Nazan Bekiroğlu'nu ve tüm kitaplarını çok severim, birçoğu kitaplığımda mevcut :)

Çok güzel anlatmışsınız sizde, kaleminize sağlık. bizler http://okurlar-yaziyor.blogspot.com/ bu blogta toplandık ve okuduğumuz kitapları burada da yorumluyoruz daha çok kişiye ulaşabilmek adına. Mail adresinizle bana ulaşırsanız sizi de yazarlarımız arasında görmekten mutlu olacağız.

Sevgilerimle.. kenardakinotlar@gmail.com

seyyahmimoza dedi ki...

sevgili derkenar,
öncelikle özür dilemem gerekiyor.daha önce de yorum yapmışsınız ama ben daha yeni gördüm.umarım hoş görürsünüz...en kısa sürede mail adresimle size ulaşacağım.yazarlarınızın arasında olmaktan ben de mutluluk ve onur duyarım.
sevgilerle...